Bugün iletişimde teknolojik olanakların artmasıyla birlikte potansiyel müşterilere ulaşmak için işletmeler sosyal medya, pazar yerleri gibi birçok kanalı kullanmaktadırlar. Fakat bu kanallarda her işletmenin çok fazla rakibinin de olması sebebiyle potansiyel müşterilerle bağlantı kurmak daha zor hale geldi.

İşte tam bu noktada işletmelerin potansiyel müşterilerini ne kadar anlayabildiği ve bu anlayışı başarılı pazarlama faaliyetleriyle onlara ne ölçüde yansıtabildiği önemli hale geliyor. Bu durum da işletmelerin pazarlama faaliyetlerine empati olgusunu dahil etmelerini gerekli kılıyor.

a-laptop-is-standing-on-the-table-there-is-also-a-notebook-with-a-pen-and-a-cup-of-coffee

Empati Pazarlama Nedir?

Empati genel olarak psikolojik bir olgu olup, diğer insanların ne düşündüğünü anlama yeteneği olarak tanımlanır. 

Empati pazarlama ise, pazarlama faaliyetlerinizde dünyayı potansiyel müşterilerinizin bakış açısından görebilmek ve faaliyetlerinizi bu bakış açısına göre özelleştirmeyi ifade eder. Yani empati pazarlama müşterileri mekanik ve yalnızca satın alma faaliyetinde bulunan canlılar olarak görmek değil de onların duygusal canlılar olduğunu göz ardı etmeden, bu anlayışa göre pazarlama faaliyetlerini gerçekleştirmek anlamına gelir.

Pazarlamada Empati Neden Önemlidir?

Empati ve pazarlama yakından ilişkilidir. Pazarlama faaliyetlerinin başarılı olabilmesinin yolu müşterilerin ne istediğini ve ne istemediğini anlamaktan geçer. Müşterilerinizle ilgili elinizde çok fazla veri olabilir fakat bu veriyi nasıl kullanacağınız ve nasıl değerlendireceğiniz sizin elinizdedir. Müşterilerinizi sadece bir veri ya da gelir kaynağı olarak görmek yerine, dünyaya müşterilerinizin gözünden bakabilirseniz, aslında empati pazarlama olgusunu gerçekleştirmiş olursunuz.

Harika bir ürününüz ve ürününüzün harika bir müşteri potansiyeli var olduğunu varsayalım fakat siz yalnızca ürününüzün potansiyel müşteri sayısına ve getirisine odaklandınız. Yani müşterilerinizin bu ürünün onların ihtiyaçlarını karşılamasının yanında bir markadan ve üründen duygusal olarak ne beklediğini göz ardı ettiniz. Bu ürünün pazarlama faaliyetlerinin muhtemelen başarısız olacağını söylemek yersiz olmayacaktır. 

Örneğin, özellikle Covid-19 salgınından sonra tüketicilerin çevre ile ilgili endişeleri arttı. Ürünlerin çevre dostu olması tüketicilerin satın alma kararlarını etkileyen önemli bir gösterge haline geldi. Tüketicilerin bu endişesini fark eden birçok marka ise tüketicilerin bu isteğini göz önüne alarak çevre dostu ürünleri pazara sürmeye başladılar. Tüketicilerin çevre konusundaki endişelerini göz ardı etmeyen markaların pazarlama faaliyetleri başarılı olurken, diğer markalar rakiplerine göre pazarda çoğunlukla başarısız oldular.

Bunu nasıl mı biliyoruz? Salgın Sonrası, Unilever tarafından yapılan uluslararası bir araştırmada her üç kişiden birinin çevre açısından yararlı olduğuna inandıkları markalardan alışveriş yapmayı tercih ettiği ortaya çıktı.

 Burada işletmeler tarafından dikkat edilmesi gereken ana nokta aslında müşterilerinizi verilerden oluşan bir topluluk olarak görmek yerine müşterilerinizin endişelerini, hislerini ve hatta sosyo-kültürel durumlarını anlamaktır.Veriler tabii ki hedef kitlenizle iletişim halinde olmanız için gereklidir ancak pazarlama faaliyetlerinde müşterilerinizle empati kurmayı atladığımız zaman pazarlama faaliyetlerinizin başarı oranının düşmesi öngörülebilir bir durumdur.